M.S. 2150 (Özet)
Vietnam gazisi Psikolog Jon Lake, 1976 yılında uyur ve 2150’de farklı bir dünyada uyanır. Kitabın ana konusu, zaman-mekan arası astral bedeniyle yolculuk yapan bir adamın hikayesidir. Jon, yaşadığı deneyimleri 1976’ya her dönüşünde günlüğüne yazmaktadır. Ev arkadaşı ve üvey kardeşi Karl, onun duygularını paylaşan tek kişidir. Olayları şaşırtıcı kılan diğer unsur, iki arkadaşın da psikoloji üzerine tez yazıyor olmalarıdır. Onların yaşadığı toplumda yaşanılan bu durum, meslekten ihraç edilme sebebidir. Karl başlarda reddetme girişiminde bulunsada zamanla arkadaşını anlamaya başlayacaktır.
Kitabın içerisinde sık sık mikro insan- makro insan tanımlarını görmekteyiz. Yorum yapmadan önce tanımlarda anlatılmak istenene göz atmak gerektiğine inanıyorum.
Makro toplum nasıldır?
Makro toplum ütopiktir. Doğrunun öznel olduğunu ve kimsenin inanışları üzerinde baskı kurulamayacağını anlatır. İnsan sadece dilerse, yardım isterse ona el uzatılabilir. Çünkü insanlar kendi yaşam deneyimlerini kendileri seçer. Bu durum “Dünya’ya gelmeyi ben istemedim ki, benim fikrim sorulmadı.”diyen insanların, kendi seçimleriyle daha kolay yüzleşmelerini sağlar. Ruh, daha bedene girmeden önce doğacağı toplumu kendi seçer. Yaşarken başına gelenler kendi düşüncelerinin tezahürüdür. Bir şeyin olacağına inanması o olayı deneyimlemesini sağlar. Eğer insan, bir şey için yeteri kadar arzu ve inanç hissederse o şey o kadar çabuk gerçekleşir. Aynı enerji korkuda da geçerlidir. Korktuklarımızı hayatımıza çekeriz. Bu durum bize popüler hale gelen The Secret kitabını hatırlatmaktadır. Durumu tek bir cümleyle özetlemek gerekirse: İnsan koşulların kurbanı değil, kendi evreninin yaratıcısıdır.
Tuniklerin yaydığı renkler. Jon’un 2150 yılındaki arkadaşları. |
Makro toplumda insanlar yapmaktan zevk aldığı işleri yapar, gerisini robotlar halleder. Et için hayvan kesmezler ama bu tadı bazı karışımlarla verebilirler. Meşgul olduklarında karınlarını tok tutmaya yarayan haplardan alırlar. Birbirlerini kıskanmaz ve kınamazlar. Doğaüstü olarak algılanan yetenekler, fiziksel değişimlerini de sağlamaktadır.( PK, bedenin yedi salgı bezine etki eder) Hepsi sağlıklı, ideal vücut tipinde ve güzeldir. İnsanları dış görünüşüne göre ayırmazlar. Zaten gelişkin bir ruh zihinlerine, zihinleri de bedenlerine yansımaktadır. Birleşmelerini uyumlu ruh tınılarına uygun kişilerle yaşarlar. Tefekkür ve meditasyon için kendilerine ayırdıkları zamanları vardır. Merak ettikleri her şeyi merkezi danışmadan öğrenirler. 0-30 yaş eğitim yaşlarıdır ve seviyelere ayrılırlar. Kişisel gelişim rehberleri bulunmaktadır. Cinselliği utanç verici bir olay olarak görmezler, annelik kutsaldır anlayışından uzaklaşmışlardır. İstenilen seviyeye ulaşan kişiler çocuk doğurabilir. Aralarındaki gençler ise birinci-beşinci seviyedeki çocuklara abilik ve ablalık yapar. Dünyalarında polis,doktor, avukat gibi meslekler yoktur. Mikro toplumda, eğlence dünyasındaki insanlar üne ve paraya sahiptir. Makro toplumda öğretmenler değerlidir. Paraya, üne, şöhrete ve mala önem vermezler. Partnerlerine sahipleriymiş gibi davranmazlar. Aurolarını yansıtan tunikler giyerler.Spor faaliyetleri ise oldukça yaygındır.
Makro Yaşam Alanları |
21.yy’da kutupların kaymasıyla yaşanan değişim, hem insan sayısını azaltmış hem de haritayı tümüyle değiştirmiştir. Makro yaşamda seçilmiş kul olduğunu iddia eden gruplarda yaşamamaktadır. Kısacası çatışma, kavga, kin, savaş yoktur. İnsanlar ayrıştırılmaz, tekdir, bütündür.
Peki bizler neden seçimlerimizi hatırlamıyoruz?
Çünkü ruhlar bedenleri deneyimlemek istedi. Geçmişteki bilgilerini unutmayı tercih etti. Bu nedenle farkındalıkta geriledi. Yaşamı içerisinde yeni insanlar, olaylar aracılığıyla tekamül etmek (ilerlemek) ona haz verdi. Makro inanış, cennet/cehennem kavramlarını kabul etmek yerine insanların tekrar doğuşu yaşadığına inandı. Her doğuşunda sevgiyle kucaklamadığı ve kendinin seçtiğine inanmadığı olayları öğreninceye kadar tekrar tekrar yaşadı. Ya da önceki yaşamında kölelere işkence yapan biriyse, şimdiki yaşamında köle olarak doğdu. Yaşadığı sınavlara sevgiyle yaklaşabildikçe evrensel tekamülünü tamamlayabilecekti. Oysa insan, her doğduğu yaşamda bir önceki yaşamını unuttu. Yaptıklarından kaçmak istiyordu. Bu da makro güçlerini hatırlayamamasına neden oldu. Eğer birinde nefret ettiğiniz bir özellik varsa, bunu önceki yaşamınızda deneyimlediniz veya daha deneyimleyeceksiniz. Bu durum aslında nefretin başka insanlara değil kendimize olduğunu göstermektedir.
Kitapta 2150’de doğmayan ve ikiz ruhu aracılığıyla 7. seviyeden başlatılan ilk ve tek kişi Jon’dur. Bu nedenle kendi durumunu 1.sınıftan 7.sınıfa atlamak gibi düşünmektedir. Makro inanışta, bir yaşamda karşılaşılan insanların başka bir yaşamda karşımıza çıkacağı söylenmektedir. Bu durum tiyatroyla özdeşleştirilmiş. Turnede olan oyuncular farklı zamanlarda farklı mekanlarda rollerini sergiler.
Oyuncular sergileyecekleri her yeni oyunda başka role bürünür; Oyuncular değişmez roller değişir.
Hayattaki temel amacımız kendimizi düşük,sınırlı frekanstan kurtarmaktır. Evreni ve işleyişi anlamak, kendimize makro kimlik kazanmak, ve çevremizdeki her insanı, toprağı, kayayı kendimizden ayrı değil bir bütün olarak düşünebilmektir. Makrokozmoz = evrensel zihin= Tanrı.
Tanrıya ulaşma yolu bütün olmaktan geçer. Kitabın içeriğinde bununla ilgili olarak kutsal kitaplardan alıntılar yapılmıştır. Makro kimlik; makro nitelik ve makro güçlerden oluşur.
Makro nitelikler ve makro güçler nelerdir?
Makro Nitelikler ve Güçler |
Makro nitelikleri ve makro güçleri kullanabilmek, tekamül ettiğini ve evrenle bütünleştiğini kanıtlayan niteliklerdir. Kitabımızın karakteri Jon, Karl’a kazandığı yeni yetenekleri 1976’da gösterebilmektedir. Karl, Jon’un PK yeteneklerine inanabilmek için fotoğraflama tekniğini kullanmıştır.
Mikro Adası nasıldır?
Makro zamanda (2150) mikro adasında kalmayı yeğleyen azınlık vardır. Makroyu dinden çıkmakla ve tanrının cezalandıracağı inancıyla yargılarlar. Makro toplum, Mikro adasını eğitim amaçlı kurar. Fakat kendi özelliklerini olumsuz kullanmayı seçen rehberler, mikro adasında başkanlığa gelir, farkındalıkta geriler. Mikro yuvarlak bir adadır. Beş farklı eyalete ayrılmıştır. Makro toplumdaysa tek din, tek ırk, tek kültür, tek dil vardır. Mikro ada 1970’li yıllarla paralellik gösterir. Kitabın anlatımı sonucunda, kendi yaşadığınız zamanla aranızda memnuniyetsiz bir bağ oluşur.
Mikro Adası |
Makro toplum mikro insanı kınamaz. Kınamak, kendi çocukluklarını kınamaktır. Bunu yaptıkları taktirde yaşam derslerini almamış olurlar ve başka bir zamanda reenkarne olup, öğrendiklerini unutup, sınanmaya tekrardan başlarlar. Makro anlayışta insanların gerçekleştirdiği her olumlu ve olumsuz durum bilinçaltına kayıtlı olur. Olumsuzlukları olumlu durumlarla nötrlemedikleri müddetçe döngü devam eder. Er ya da geç insanlar evrensel zihne geçebilecektir.
“Yoksulluk çeken birine makroyu anlatabilir misiniz?” sorusuna toplum, “çocukluktan olgunluğa geçmemiş birine -öğrenmeye hazır olmayan birine- bunları anlatmak mümkün değildir.” der.
“Yasaya neden gerek duymuyorsunuz?” sorusuna ise “1976’da yıldızlara çıkmakla ilgili bir yasa yoktu çünkü çıkılabileceğine inanmıyordunuz. Biz de hırsızlık yapılacağına inanmadığımız için yasa koyma düşüncesinde değiliz.” diyerek açıklamada bulunur.
Jon’un “2150′ de devamlı kalırsam 1976’da ki bedenim ne olacak?” sorusunaysa “Ölmüş olacaksın.” denerek cevap verilir.
Kitapta anlatılan zaman dünün-bugünün-geleceğin aynı anda yaşanıyor olduğunu vurgular.
Jon şifa yeteneğini 1976’ya her geldiğinde kullanmakta ve hastaları iyileştirmektedir. O gün bir gerçeği daha fark eder. Bilinci kapalı insanların bilinçaltı, makro yeteneklerini kaybetmemiştir. Bu nedenle astral, telepati gibi yeteneklerini kullanabilir. Bazı bilinçaltları bu yaşamda öğreneceklerini tamamladıklarını ve öğrenme süreçlerinin daha da uzamaması için kendisini iyileştirmemesini ister.
Kitabın sonlarına doğru üç çeşit intihar olduğu söylenir. Birincisi gerçeklerden kaçmak için, ikincisi başkaları için, üçüncüsü ise kendi gelişimini tamamladığını bilmekten ötürü oluşan ölümü sevgiyle kucaklamaktır. (Tekamülsel intihar) Fakat öğrenileceklerin tümünü öğrendiğini sanıp intihar etmek birinci sınıftan tekrar tekrar başlamaya benzer. Bu döngüden kaçış yolu tekamülsel mezuniyettir. Tekamülsel mezuniyet hayatı anlamaktan ve ona uyum sağlamaktan geçer.
Mikro-Makro Döngüsü |
Kısacası mikro toplum kendi yetersizliğini unutmak için gururlanmaya, övülmeye ve geçmişi unutmaya ihtiyaç duyar. Geçmişi unutması ise her defasında sınavdan kalmasına ve hem bu yaşamında hem de diğer yaşamlarında devamlı aynı olaylarla karşılaşmasına neden olur. Mikro insan, kendi kötülüklerini unutmak için cennet/cehennem gibi mitolojik ögeler yaratmıştır. Bu felsefeden yola çıktığımızda bilinç farkında olmasa da hastalıktan ölüm bilinçaltının seçimidir. Bilinçli veya bilinç dışı ölüme hazırlık bir intihardır. Bu nedenle günahlar insanların ürettiği
cennet/cehennem inanışında değil, reenkarne olduğu toplumlarda yaşanır. Makro felsefe açısından da tek kötü durum makro birliği yadsımaktır. Fakat o da bir günah değildir. Çünkü makro toplum, sevgi yasasını kabul etmektedir.
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim kitap sürükleyici bir bilim kurgu romanı. Okurken “Ne demeye çalışıyor bu yazar?” diye aklınızdan sık sık geçirir ve kendinizi düşünürken bulursunuz. Felsefeyle, Psikolojiyle, ruhla, Parapsikolojiyle ilgilenen herkes severek okuyacak. Ben bu tür kitapları okurken notlar alır ve okuduğum diğer kitaplarla karşılaştırırım. Burada kitabın genel özetini geçmek istedim. Böylelikle okuyanlar okuduklarını tazeleyecek, okumamış olanlar içeriği az çok anlayacak. Kitap, yazarak anlatılması mümkün olmayanlardan. Okuyun, gerisi tartışmaya açık. Okurken dünyayı unutuyorsunuz. Başladığınız an o büyülü hava sarıyor. Sanki kitapta da bir telepatik bağ veya hipnoz tekniği kullanılmış...
Merve mungan...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.