14 Şubat 2019 Perşembe

KANSERE NASIL YAKALANMAYIZ? YADA NASIL TEDAVİ EDEBİLİRİZ (3)


Geçmiş tarihlerde ciddi hastalıklar üzerinde sürdürülen araştırmalar tam tıbbi bir devrime yaklaşmak üzereyken, çalışmaların beklenmedik bir şekilde durdurulup, araştırmayı yapan bazı Doktorların esrarengiz bir şekilde öldürüldüklerine çok kez şahit olduk.

 
Kanser, AİDS ve Otizm gibi hastalıkların kesin çaresini bulmak üzere araştırmalar yapan Dr. Bradstreet, göğsünden vurularak öldürüldü. Henüz az bilinen fakat Kanser, HİV Virüsü ve Otizm üzerinde çığır açacak potansyele sahip olan GcMaF adındaki molekül üzerinde ciddi araştırmalar gerçekleştiren Dr. Bradstreet’in cesedi, bir nehirde sürüklenirken bulundu.
 
GcMAF vücutta doğal oluşan bir moleküldür ve hastalıkların tedavi süreçlerinde daha az yan etkileri ile birlikte, birden fazla çalışmalarda iyileştirici özellikler göstermiştir. Tüm tedavilerde olduğu gibi, avantajları ve dezavantajları vardır. Ancak kemoterapinin ağır basan yan etkilerine nazaran, Dr. Bradstreet’in araştırdığı tedavi yönteminde, çok daha az yan etkiler gözlemlenmiştir ve 24 haftalık bir tedavi sürecinin maliyeti 2.000 dolar’ı geçmemektedir.
% 85 bir başarı oranıyla, şifasını bulan vakaların yanında, hastalıkta ciddi oranda gerilemeler ve tedavinin sonunda hastalığa karşı ömür boyu sürecek olan bir bağışıklık kazandırarak, kanser tedavisinde uygulanan bir çok klasik yöntemden çok daha avantajlı olduğu ispatlanmıştır.
 
ABD hükümeti tarafından yürütülen bir soruşturma kapsamında, kliniğindeki araştırmalarının bütün verilerine el konulup, hastalarında uygulanan bütün tedaviler durdurulduktan sonra Dr. Bradstreet’in bir cinayet sonucu öldürülmesi ciddi soru işaretlere sebep oluyor.
  
ABD Gıda ve İlaç İdaresi tarafından Dr. Bradstreet’in tedavi yöntemi “yasa dışı” ve tedavide uygulanan ilaçları “onaylanmamış” olarak ilan edildi. Ancak GcMAF yasal bir şekilde, Japonya dahil olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerinde oldukça başarılı sonuçlarla uygulanan yeni bir tedavi yöntemi olarak değer görüyor. Aynı zamanda GcMAF tedavisi başarısı ile doğrudan ilgilenip memnun kalanlar tarafından bir çok ülkede, evrensel anlamda “kanser için yeni şifa yöntemi” olarak ilan edildi.
 
Bir kan ürünü olan (globulin bileşeni Makrofaj Aktive Faktörü), HIV, Otizm ve Parkinson olmak üzere tedavi amaçlı bir dizi rahatsızlıklarda uygulanabiliyor. Endokannabinoidler moleküler düzeyde THC kullanılarak taklit edilirken, GcMAF bağışıklık sistemini ve makrofaj aktivasyonunu uyararak kanser hücrelerini ve diğer anormal hücrelerinin öldürülmesi sağlanıyor. Japonya’da bir tedavi kliniğinin verilerine göre, GcMAF bir disfonksiyon sonucu ya da bağışıklık sistemi bozukluğunun sebep olduğu bir çok hastalıkları tedavi edebiliyor. GcMAF ile tedavi edilebilen hastalıkların listesi:
  
Özellikle kanser hastalarının büyük bir gelir kaynağı olarak görüldüğü ticari odaklı tıp sektörü tarafından, GcMAF gibi başarılı ve kalıcı tedavi yöntemlerinin ciddi bir tehdit olarak algılanması hiç şaşırtıcı değil. İngilterede 1939’da yürürlülüğe giren Cancer Act (Kanser yasası) gibi yasaların, tıbbı sağlayıcı ve kliniklerle alternatif kanser tedavilerin sadece görüşülmesinin bile yasaklanması, bu tekelin sağlıktan çok ticarete önem verdiğinin en büyük ıspatı. GcMAF bazlı araştırmalarının ve THC’nin yasaklanması gibi engellerin yanında, faydalı olan alternatif tedavi yöntemlerini engelleyen yasalardan her yil sadece bir tanesi yürürülükten kaldırılması, yüzbinlerce insanın hayatını kurtarabilir. Hayat kurtarmaktan ziyade, bir çok hastanın maruz kaldığı, faydadan çok zarar sağlayan, eziyet derecesindeki tedavi yöntemlerinin kurbanı olmaktan da kurtulurlar.
 
Sadece bir ay içinde, altı doktor genellikle benzer şartlar altında (bir adet kurşun yarası ile), Florida’nın doğu kıyısında ölü olarak bulundu. Dosyaları hızlı bir şekilde kapatılan bu ölüm vakaları, araştırmaya ve eleştirmeye yer bırakmıyor. Ölümüne hiç bir şekilde anlam veremeyen Dr. Bradstreet’in ailesi, talepleri ve soruları karşısında sağır kulaklardan başka bir şeye ulaşamıyor.

UYUYACAK MISINIZ YOKSA UYANACAK MI? HASTA MISINIZ YOKSA MÜŞTERİ Mİ ? SAĞLIĞINIZ ASLINDA SİZİN ELLERİNİZDE, SONUCA UZANACAĞINIZ YOLDA YAŞAYACAKLARINIZ BİR DRAM MI OLACAK YOKSA MACERA MI? SENARYO TERCİHİ ASLINDA SİZİN ELLERİNİZDE...


Kanseri Tedavi Eden 3 Önemli İsim

Kanser, aslında kimsenin duymak istemediği bir kelimedir. Duymaktan, görmekten, sorgulamaktan hep kaçarız. Neden kaçarız çünkü dünyada bilen yok sanırız. Eğer başımıza gelirse, işte o zaman beynimizden vurulmuşa döneriz. Doktorlar hemen acele kemoterapiye başlanmasını önerir. Bu öneriyi duyduğumuz an hemen doktorlar ne derse ona uyarız. Dünyada İnsanların hemen hepsi benzer tepki verir. Kanser olduğunu duyan kimsenin kafası düzgün çalışmaz. Kanser olduğunu duyan kimse araştırma yapmaz. Bütün teselesi kemoterapi olur. Doktorların uyguladığı doza bağlı olarak herkesin çektiği acı farklı olur. Öncelikle Kemoterapiyi iyleştirici bir ilaç olarak düşünürler. Kemoterapi Sitotoksik yani hücre öldürücü bir tedavi (sözüm ona) biçmidir. Bu terapi aslında terapi olmaktan çok kitle imha silahı olarak tasarlanmıştı. 1ci ve 2ci Dünya savaşında kitle imha silahı olan hardal gazı savaşların bitmesinden sonra kanser hastalarına kanser ilacı diye yutturulmuş ve halende yutturulmaya devam etmektedir. Peki neden! Nedeni kanımca Nüfus planlaması bu şekilde sağlanıyor, üstelik oldukçada kazançlı bir yöntem bir taşla 2 kuş vuruyorsunuz. Hem nüfus düşürülüyor hemde para kazanılıyor.

Şimdi bu üç Doktorun önemi nedir?

Dr. Royal Raymond Rife 1933 senesinde ilk Virüs Mikroskopunu tasarlayıp yapan çok ender Doktorlardan birisidir. O zamandan bu zamana kadar kimse 60.000 büyütme gücünde Mikroskop yapamadı yada yaptırılmadı. Günümüzde kullanılan Mikroskoplar 1500 - 2000 büyütme gücüne sahiptir (elektron mikroskoplarından bahsetmiyorum). Günümüzde kullanılan mikroskoplarla asla virüslerin yaşam biçimlerini gözlemleyip araştırma yapamazsınız. Rife bu anlamda 1933 senesinde gerçekten muazzam bir iş çıkarmış, hastalığa sebebiyet veren mikroorganizmaların hangi frekansta öldüklerini tek tek tespit etmiştir. Dr.Rife kansere sebebiyet veren 2 virüs saptamış birisine BX Virüsü, diğerinede BY Virüsü adını vermiştir. Şimdi işin diğer en önemli kısmına gelelim. Bu Virüsler Pleomorfik olarak kendilerini ortamın asidik olmasına bağlı olarak mantara dönüştürmekte ve buna Cryptomyces Mantarı ismi verilmişti.

Günümüzde artık pek çok virüsün Kansere sebebiyet verdiği biliniyor. Yanlız virüsde değil bu bakteri, mantar yada parazit de olabilir. Mesela Pankreas kanseri Hepatit B Virüsü yada Helicobacter pylori ile bağlantılı. Mide kanserlerinin büyük bir çoğunluğu Helicobacter pylori yüzünden meydana gelmekte. Prostat Kanseri XMRV virüsüyle ( Xenotropic murine leukemia virus-related virus ) yada bağışıklık sistemini baskılayan BK virüsüyle bağlantılı. Akciğer kanseri Chlamydophila pneumoniae bakterisi yada İnsan papilloma virüsü yada Merkel cell polyomavirus la bağlantılı. Karaciğer Kanseri Hepatosellüler karsinom Hepatit B ve C enfeksiyonları yada Schistosoma japonicum parazitiyle ile bağlantılı. Rektum kanseri Helicobacter pylori bakterisi, Streptococcus bovis bakterisi, Fusobacterium nucleatum bakterisi, Fusobacterium nucleatum bakterisi, İnsan papilloma virüsü, Schistosoma japonicum parazitiyle bağlantılı. Meme kanseri Mouse mammary tumor virus, Epstein-Barr virüs yada İnsan papilloma virüsüyle alakalı. Tiroid kanseri Simian virüs 40 virüsüyle alakalı. Bu arada 1955 - 1963 senelerinde yapılan çocuk felçi aşılarına bu Simian virüs 40 virüsünü yerleştirip milyonlarca amerikalı ve bu aşıyı alan herkese bu virüsü bulaştırdılar. Özür olarak ta şunu söylediler: Şempanzelerin böbreklerinde bu virüsün olduğundan haberimiz yoktu, sonradan fark ettik. Bu konuyla ilgili paylaşımda bulunmuştum. Kansere sebebiyet veren virüs, bakteri, mantar yada parazitler ... burdan görülebilir:
http://en.wikipedia.org/wiki/List_of_human_diseases_associated_with_infectious_pathogens

Dr. Royal Raymond Rife çok büyük bir keşifte bulundu ve bu hastalığa sebebiyet veren mikro organizmaları kendi geliştirdiği koordinatları ayarlanabilen rezonans tekniğini ile öldürmeyi başardı. Dr. Rife hakkında aşağıdaki linklerden ( Türkçe ) daha detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz. 


Bir Alman biyokimyacı olan Dr. Otto Warburg, 1931′de, oksijen yetersizliğinin ve hücre fermantasyonunun, kanser sürecinin parçaları olduğunu keşfetmesiyle Nobel Ödülü almıştı. Dr. Warburg o zaman şöyle yazmıştı: “Kanserin tek ve nihai temel nedeni OKSİJENSİZ yaşamdır, yani ‘anaerobiosis’tir. Normal hücreler oksijene gereksinme duyarlar, oysa kanser hücreleri oksijensiz yaşayabilir.” .. Hastalığa sebebiyet veren pek çok mikroorganizma ŞEKERLE beslenir ve oksijene ihtiyaç duymazlar. Ancak bağışıklık sistemimiz ancak oksijenli ortamda ve yeterli D Vitamini varsa düzgün çalışır ve bu mikroorganizmaları yakalayıp bulur ve yok eder. Eğer yaşlıysak bağışıklık sistemine destek olarak 650 farklı mikro organizmada etkili GÜMÜŞ SUYU takviyesi kullanmalıyız..

Dr. Max Gerson 50 Terminal kanser hastalığını sadece doğal doğru beslenmeyle tedavi etmeyi başarmıştır. Dr. Gerson'un yazdığı ilk kitap yazımı bittiğinde çalınmış ve devamında kendisi arsenikle zehirlenmeye çalışılmıştır. Kitabını tekrar yazması 1 sene sürmüştür. Gerson terapisinde doğru katı meyve sıkacağı kullanarak hastalarına bunu içirmesi en önemli terapiyi sağlıyordu. Amazondan kitaplarına ulaşabilirsiniz 


Dr. William Donald Kelley pankreas, karaciğer ve akciğer kanserine yakalanıp geç kanser teşhisi konduğunda kendisine en fazla 4 ila 8 hafta yaşam süresi biçilmişti. Dr. Kelley hakkında önemli notlar başlığında yeterli bilgiyi aktarmıştım. Dr. Kelley yanlız kendi kanserini tedavi etmedi binlerce kanser hastasının iyleşmesini sağladı. Ne yazıkki bu kanser endüstirisi için bu 3 önemli bilim adamı çok büyük zorluklardan geçmişler ve hep engellenmeye zorlanmışlardır. Hayat hikayelerini araştırdığınızda bunu görüceksiniz. Dr. Kelly Kahve aneması ile karaciğer detoksu, çiğ sebzeler, pankreatik enzimler ve acı badem çekirdeğinden yani Vitamin B 17 den oluşan bir diyet programı vardı. Dr. Kelly bu yöntemle pek çok terminal kanser hastasını tedavi etmeyi başarmıştır.

Bu 3 önemli şahıs hep kanser endüstrisi tarafından baskılanmış ve halende baskılanmaktadır. Çok önemli bir şahısta İtalyan onkolog Dr. Tullio Simoncini'dir. Dr. Tullio Simoncini halen onkoloji olan mesleğine devam etmekte ve tedavisini Sodyum Bikarbonat kullanarak yapmakta. Sitesinde bedava hangi kanser için nasıl bir protokol uygulanması gerektiğini açıklıyor. Dr. Tullio Simoncini onkolog olmasına rağmen işin ilginç yanı mikrobiyolojide Pleomorfizm'in ne olduğunu Dr. Robert Young'ın kitabını okuduktan sonra fark etmiştir. Bu sebeple ilk Kanser açıklamasını yaptığında kanser aslında bir mantar hastalığıdır demişti. Bu iddası hem doğru hemde oldukça eksiktir. Çünkü kanser hastalığına sebebiyet veren en önemli sebep virüslerdir. Çoğu insan halen kanser hastalığının % 78 nin D Vitamini sayesinde önlenebileceğini bilmiyor. Kemoterapinin başarı yüzdesinin % 2,3 olduğunu düşünürsek bu büyük bir rakamdır. Yanlız kanser değil pek çok hastalık yine D Vitamini eksikliği sonucu ortaya çıkmakta. Yaşlılarda görülen yüksek tansiyonun en önemli sebebi D Vitamini ve potasyum eksikliği sebep olmakta. Bayanlarda Meme Kanseri sadece selenyum alımıyla % 82 oranında azaltılabilir ( breast cancer risk is reduced by 82% with a daily intake of just 200 mcg of selenium ). Yine selenyum sayesinde kolon ve rektum kanseri % 69 oranında azalır, prostat kanserinde bu oran % 54'tür. Sigara içenlerde bile akciğer kanseri % 39 oranında azaltılır. Magnezyum eksikliği o kadar çok hastalığa sebep olurki bu durum et ve hamur işi tüketenlerde daha fazladır. Magnezyumu yeşil klorofilli sebzelerden alırsınız.

Özet olarak kanser hastasıysanız bilmeniz gereken buna neyin eksikliğinin sebep olduğudur. Eğer yazın yeteri kadar güneşlenmediyseniz D Vitamini eksik demektir. Beyaz tenli bir insan saat:11:00 - 16:00 arası 15 - 20 dk güneşlenmesi yeterli olurken, zenci birisi gerekli D vitamini alması için 2 - 3 saat güneşlenmesi gerekebilir. Eğer kanser hastasıysanız ilk yapmanız gereken idrar pH nızı ölçün ve onu 8 ve üstüne çıkıcak miktarda KARBONATLI SU için. Günde 2,5 - 3 litre su içmeyi asla unutmayın ve içeceğiniz suyun PH nın 8 ve üstü olmasına özen gösterin. Bol sebze ağırlıklı beslenin, unutmayın et ve hamur işleri AİSİDİK gıdalara girer. Kola türü hiç bir içecek ASLA tüketmeyin. 
Sadece 1 kola içmek bağışıklık sisteminizin çalışmasını % 50 oranında yarıya düşürür.

Vay be bu karbonat nelere kadirmiş diye alaycı bir tavır takınacağınıza, Nefesinizi 3 dakika tutup ondan sonra dalga geçin, bakalım oksijensiz ne kadar yaşayabileceksiniz? Acile götürülen her hastaya hemen neden oksijen takviyesi yapıldığını bir sorgulayın ? Neden yaraların üstüne oksijenli su dökülür ? Çünkü zararlı bakteriler oksijenli ortamda yaşayamazlar. Bedenimizin % 60 dan fazlasını oksijen atomu oluşturur. Vücudumuzdaki BİKARBONAT sistemini araştırın ve neden pankreasımız sodyum bikarbonat salgılıyor BİR DÜŞÜNÜN . Eğer bu yapılanlar yeterli olmazsa o zaman Kolloidal gümüş suyu 25 yada 40 ppm sabah ve akşam yarım çay bardağı muhakkak için. Kolloidal gümüş suyu nedir google dan soruşturun. Aklınıza her gelen soru için önce google a başvurun orada ''Kasıtlı manipulatik bilgiler hariç'' birçok sorunuzun yanıtlarını bulacaksınız. 

Sayfama girip resimler bölümüne gidin orda benimle paylaşılan kanser dahil pek çok hastalığı görüp okuyabilirsiniz. Yazıyı daha ayrıntılı verirdim ancak okunmuyor. Umarım derlediğim bu özet yardımcı olur. Bizi kanser olmaktan koruyan şey bağışıklık sistemimizdir. Bağışıklık sisteminizi güçlendirmeniz gerekir. Kemoterapi bağışıklık sisteminizi yok etmekle kalmaz, vücudun her yerinde geri dönüşü olmayan hasarlar yaratır. 
Kemoterapi iyi hücre kötü hücre AYRIM YAPMAZ ne varsa HEPSİNİ öldürür!
Fakat bağışıklık sisteminizi güçlendirirseniz, sadece sağlıksız hücreyi bulup yok eder. Umarım paylaşıp bilinçlenmeye destek olursunuz....

#SodyumBikarbonat
#Karbonat
#Kanser
#RoyalRaymondRife
#OttoWarburg
#MaxGerson
#GersonTerapisi
#WilliamDonaldKelley

The Original Metabolic Medicine’s Cancer Cure

one answer to cancer

http://www.drkelley.com/CANLIVER55.html

The Dentist Who Cured Cancer

http://www.naturalnews.com/030050_dentist_cancer.html

A Cancer Therapy: Results of 50 cases

http://store.gerson.org/store/Books/A-Cancer-Therapy-Results-of-50-cases-6th-edition.html

Dr. Max Gerson: Healing the Hopeless

http://www.amazon.com/Dr-Max-Gerson-Healing-Hopeless/dp/155082290X

The Gerson Therapy: The Proven Nutritional Program for Cancer and Other Illnesses

http://www.amazon.com/The-Gerson-Therapy-Nutritional-Illnesses/dp/1575666286/ref=pd_sim_b_1?ie=UTF8&refRID=0J7W8Q4HAZ7CWY1FCE5J

List of human diseases associated with infectious pathogens

http://en.wikipedia.org/wiki/List_of_human_diseases_associated_with_infectious_pathogens

Use selenium to protect against cancer

http://www.naturalnews.com/035822_selenium_cancer_minerals.html

The Doctor Who Cures Cancer

http://www.amazon.com/The-Doctor-Who-Cures-Cancer/dp/1438263902

Rife frekansları ile kanser tedavisi

http://blog.radikal.com.tr/saglik-guzellik/rife-frekanslari-ile-kanser-tedavisi-77310

++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

+++ÖNEMLİ NOTLAR+++

KANSER VE TÜM HASTALIKLAR : 36 Kanser Haberini aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.

https://www.facebook.com/175346669287746/photos/pb.175346669287746.-2207520000.1405703104./293731314115947/?type=3&theater

Karbonatın kullanımı ve tarifi için bu linkte yazılan bilgileri okumanız gerekir !!! ÜSTÜNE TIKLARSANIZ LİNKLERİ GÖREBİLİRSİNİZ . ...

https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=175669809255432&id=175346669287746

Mide içini örten ve Mukoza denilen örtü dokudan sindirim sıvıları salgılanır. Bu sıvılar yüksek miktarda Bikarbonat içerirler. Böylelikle Midede oluşan Hidroklorik asit nötürlenir.

Bikarbonat Ve Sodyum Bikarbonat Vücudumuzda nerelerde üretilir?

https://www.facebook.com/175346669287746/photos/pb.175346669287746.-2207520000.1395864205./284007561754989/?type=3&theater

Sıkça Sorulan Sorular

https://www.facebook.com/photo.php?v=285032591652486&set=vb.175346669287746&type=2&theater

Sodyum Bikarbonatla Tedavi Olan Hastalık Listesi ...

https://www.facebook.com/notes/kemal-milar/sodyum-bikarbonatla-tedavi-olan-hastalık-listesi/10151749328602029

Kaynaklar: http://www.kritikesik.com/index.php/2016/01/18/dr-bradstreetin-supheli-olumu-otizm/
https://www.facebook.com/175346669287746/photos/kanseri-tedavi-eden-3-%C3%B6nemli-isimkanser-asl%C4%B1nda-kimsenin-duymak-istemedi%C4%9Fi-bir-k/422493377906406/
https://www.youtube.com/watch?v=uRd2y4HVDX0

3. Bölümde Sevgili ''Kemal Milar'' ın makalesi taslak olarak kullanılmıştır, birtakım eklemeler ve değişiklikler yapılarak son haline getirilerek tarafımca derlenmiştir. 

KANSERE NASIL YAKALANMAYIZ? YADA NASIL TEDAVİ EDEBİLİRİZ (2)


Henüz makalenin ilk satırındayız, Hiç vakit kaybetmeden GOOGLE arama motoruna ''Dr Raymond RİFE'' yazın ve en üstte çıkan sonuca dikkat edin, ilk linkte Dr RİFE ın bir ŞARLATAN olduğu yazar ve bağlantıya tıklarsanız ayrıntılı bir makale ile karşılaşırsınız, eğer manipulasyona açık bir zihne sahipseniz artık bu kanaldan size gelecek bilgiler daha ''AKIŞ'' başlamadan kesilmiş olur ve bu aşamada yapılan tüm çalışmalar sizin için yersiz, önemsiz, gereksizdir ve bu yöntem sizin için artık tedaviye ulaşabilmekten çok uzak fantastik çalışmalardan ibarettir, netice itibariyle Dr Rife bir şarlatandır ve yıllarını verdiği hiçbir çalışması sizin için kaydadeğer bile değildir.


Bu gereksiz bilginin daha başlarında bağlantınızı sonlandırıp günlük hayatınıza geri dönersiniz ve vakit kaybına ASLA tahammülünüz yoktur, Size göre alternatif tıp ŞARLATANLIK tır ve bu tarz yazılar bilgi kirliliğinden başka birşey değildir... Aradan 1 yıl 3 ay geçer, birtakım rahatsızlıklar yüzünden yaptırmış olduğunuz testlerin sonucunda doktorunuzdan kötü haberi alırsınız, kanser vücudunuzda yayılmaya başlamıştır ve hemen ilaç tedavisine başlamanız gerekmektedir.

Sağlığınıza tekrar kavuşabilmek adına Kemoterapiye başlarsınız, Eski sağlıklı günlerinize dönebilme şansınız ise ne yazık ki oldukça düşüktür...


1888 doğumlu Dr. Royal Raymond Rife, yirminci yüzyılın en büyük dâhilerinden biriydi. Heidelberg Üniversitesi’nden derecesi olan, buluşları on dört ödüle layık görülmüş ve çalışmaları Timken Bearing Şirketi’nin sahibi multi milyoner Henry Timken tarafından finanse edilen bir bilim adamıydı. Dr. Rife, 1920’li yıllarda icat ettiği bir teknoloji sayesinde yaşayan virüsleri tespit ve yok etmeyi başarmış ve belki de icat ettiği bu alet ile virüsleri çıplak gözle görebilen ilk bilim adamı olmuştu. 1920’li yıllarda kanserin ters frekans ile tedavisini bulan Dr. Royal Rife, 1971 yılında alkol zehirlenmesi teşhisi ile öldürülmüştü.
Dr. Rife koordinatları ayarlanabilen özel bir rezonans tekniği geliştirmişti. Bu teknik ile önce kanserli tümörleri ve virüsleri tespit ediyor, sonra virüslerin hâkim olduğu hücrelere ters frekans dediği bir akım göndererek virüsleri ortadan kaldırıp hücrenin kendini yenilemesini sağlıyordu.
Dr. Rife, kanserli hücrelerin yok edilmesini daha 1934 yılında sağlamıştı. Kaliforniya Üniversitesi’nde yapılan deneylerde ölümcül kanser vakası teşhisi konmuş on altı hasta üzerinde, geliştirdiği tekniği kullanan Dr. Rife, sadece 3 ay içerisinde bu 16 hastanın tümünü iyileştirmişti ki bugün 2019 yılındayız ve hâlen kanserin tedavisi bulunmaya çalışılıyor(!)
Üstelik Dr. Rife’nin geliştirdiği bu teknoloji antimikrobiyal terapiden başka bir şey değildi ve hiç bir yan etkisi de yoktu. Dr. Rife’nin geliştirdiği bu teknik bilim adamları arasında da şaşkınlık oluşturmuş ve Amerikan Tıp Derneği kurucusu olan Dr. Milbank Johnson’un da dikkatini çekmişti.
Dr. Johnson derhâl çalışmalara başladı. “Yeni yüzyılın insanlığa en büyük hizmeti bu olacaktır.” diyerek çıktığı bu yolda, uzun süren laboratuvar çalışmaları gerçekleştirdi, teknoloji geliştirmek adına raporlar hazırladı ve sonunda…
Sonunda ne oldu biliyor musunuz?
Kanserin tedavisini bulan Dr. Rife’nin teknolojisini geliştirmek ve insanlara sunmak adına aylarca çalışma yürüten, para harcayan, emek sarf eden, gecesini gündüzüne katan ve uluslararası tıp literatürüne girmesini sağlayacak raporu hazırlayan Dr. Milbank Johnson aniden öldü. Yapılan otopsi sonucunda ise zehirlendiği anlaşıldı. Maalesef Dr. Milbank Johnson, kanserin tedavi edilebileceğini tüm dünyaya duyurmak üzereyken zehirlenerek öldürüldü.
Dahası Dr. Milbank Johnson’un kuruculuğunu yaptığı Amerikan Tıp Derneği doktorlarının birçoğu Dr. Rife’nin kanser tedavisi yöntemini kullanıyordu ve hepsi de çok güzel sonuçlar alıyorlardı. Ancak gizli bir el tüm doktorlara baskı yapmaya başladı ve birçoğu maalesef Dr. Rife’nin icat ettiği ters frekans cihazını kullanmayı bıraktı ve baskılara boyun eğerek Dr. Rife’den uzaklaşmayı tercih ettiler.
Dr. Rife ise 1971 yılında Grossmont Hastanesi’nde yüksek dozda valium alımı sonucu alkol zehirlenmesi teşhisi ile hayata gözlerini yumdu. Oysa Dr. Rife insanlar ölmesin diye hayatı boyunca kanserin tedavisi için uğraşmış ve tedavi yöntemini de bulmuştu. Ancak bilinmeyen bir el tarafından faaliyetleri durdurulmuştu.
Onun ölümünden sonra arkadaşı Johnson, klinik tespitleri basına duyurmak istemişti ancak toplantıdan bir gün önce kaza geçirerek o da hayata veda etmişti.
Profesör Rife’nin çalışmalarını yedekleyen Dr. Nemesis’in laboratuvarında ise bilinmeyen bir nedenle yangın çıkmış, tüm çalışmaları kül olmuş ve ne yazık ki o yangında Dr. Nemesis de hayatını kaybetmişti.
Dr. Rife’nin frekans aletleri esrarengiz kişiler tarafından çalınmış ve ertesi gün kimliği belirsiz kişiler tarafından laboratuvarı kundaklanmıştı. Dr. Rife’nin kanser teşhis ve tedavisini sürdürdüğü laboratuvarı da kül olmuştu!!!

EDUCTOR Biofeedback Enerji dengeleme cihazını internetten araştırabilirsiniz, tanıtım & reklam yada para kazanma odaklı bir yazı olarak algılanabileceğinden bu konuda sadece bu kadar bilgi verebiliyorum. Bu 3 aşamalı makalede Sağlığınıza tekrar kavuşabilmek adına 3 farklı yöntem öneriyorum, (Frekans dengeleme) bu 3 yöntem arasında muhtemelen en maliyetli olanıdır. 
Diğer önerilerim yazının ÖNCESİ ve SONRASINDA... 
Bir düşmanı yenebilmek için öncelikle onu iyi tanımalısınız...
???TÜMÖR NEDİR???

*** Kanser; vücudun bir organ veya dokusunda beliren bazı anormal hücrelerin kontrolsüz ve düzensiz bir şekilde çoğalması sonucu ortaya çıkan kötü tabiatlı bir hastalıktır. Çoğalan bu hücreler (kanser hücreleri) bir araya gelir ve tümör olarak isimlendirilen bir kitle oluştu­rurlar. ***

Kanser neyden kaynaklanıyordu ?
- Kronik OKSİJENSİZLİK !
Çünkü Oksijen olmadığında Mitokondriler devre dışı kalıyor ve FERMANTASYON devreye giriyor !
OKSİJENSİZ SOLUNUM yoluyla sadece 2 adet ATP, yani ENERJİ MOLEKÜLÜ üretilebiliyor ! Oksijenli solunum ile 38 ATP !
Oksijensiz solunum = 2 ATP !
Oksijenli solunum = 38 ATP !
Aradaki farka bakın ! Oksijenli solunum 19 kat daha fazla ATP üretebiliyor !
Şimdi;
Oksijen olmadığında hücrelerimiz ne yapmak zorunda !?
- Doğru ! Kanser üretmek zorunda, yani TÜMÖR !
Sebeb ?
- Çünkü 38 adet ATP üretmek için 19 kat çoğalmak zorundalar !!!!
2 ATP x 19 = 38 ATP !!!!
İşte buna da TÜMÖR deniliyor !
YANİ TÜMÖR ÜN SEBEBİ HER TÜRLÜ OKSİJENSİZLİĞE DAYANIYOR!!!
                 -----İTALYAN DOKTORDAN ŞOK İDDİA!-----

KANSER KOLAYCA ORTADAN KALDIRILABİLEN BİR MANTARDIR !

Çare : Biocarbonate de soude... YANİ ''KARBONAT''            ''Öznur TANAL''

Bu tedavi hiç zararlı değildir ve TÜMÖR den başka kaybedecek hiçbir şeyiniz yok.

- Zamanımızın en zor ve ölümcül hastalığının gerçek tedavisini bulmak, ahlaki ve etik sorumluluğumuzdur! diyor, ONK. Dr. Simonchini.

KANSER BİR MANTAR!

- Yaklaşık yüz yıl önce, kansere genlerin yanlış çalışmasından kaynaklanan büyük bir teori vardı; bu da hastalığın hücre içi olduğu anlamına geliyor. Bununla birlikte, bence kanser mantar enfeksiyonu ve özel bir hücresel olgu, diye de ekliyor Dr. Simonchini.
Bu iddiası tıp camiasında şok etkisi yaratıyor.

Peki CANDİDA MANTARI nedir?

Bitki dünyasında, tümör mantar enfeksiyonlarından kaynaklanır ve insanlarda da aynısı gerçekleşir.

Mantarlar daima onlarla birlikte bir tümör taşırlar -bu çalışmalarla kanıtlanmıştır.-

Bununla birlikte, bilim adamları hastalık ortaya çıktıktan sonra geliştiklerini düşünüyorlar.

Simonchini;
 Mantarlar kanser yaratır, bağışıklık sistemimizi zayıflatır ve ardından tüm vücuda saldırır.

Her kanser türü, çeşitli çalışmalarla doğrulanan Candida mantarından kaynaklanır.

Zamanla dokularımız zayıflar ve yorgun olurlar ve tanımlanamayan hücreler üretmeye başlarlar, der.

Simonchini‘ye göre, kanser deforme olmuş hücrelerin toplandığı ve kolonileri oluşturduğu bir yapıdır.

Peki çare nedir?
KARBONAT..

Simonchini;
- Bu mantar kolonilerine saldırabilecek şeyleri tespit ettim.
 Kanser için, karbonat ve iyot tentürü cilt kanseri için en iyi madde, diyor.

Pek çok çalışma, karbonatın kansere karşı hücresel hareketi olduğunu doğrulamıştır.

Ya tedavi?

- Tedaviyi hastalarımda 20 yıldan fazla kullandım. Bu hastaların birçoğu, doktorlar onlara şans tanımadıklarında bile, hastalığı iyileştirdi.

Bir tümörü ortadan kaldırmanın en iyi yolu, sindirim kanülleri için lavman, beyin ve akciğer tümörleri için intravenöz enjeksiyon ve üst solunum sistemindeki tümörler için inhalasyon olarak uygulanabilen karbonat ile temasa girmektir.

Meme, lenf sistemi ve subkutan tümörler lokal perfüzyon ile tedavi edilebilir.

İç organ tümörleri, direkt olarak arterlere uygulanarak karbonat ile tedavi edilmeli ve her kanser türünün uygun dozu ile tedavi edilmesi önemlidir, diyor.

 Karbonatın YAN ETKİSİNİN SUSUZLUK ve ZAYIFLAMADAN başka bir şey olmayacağını ekliyor.

Özetle..

Yukarıdaki yazı biraz bilimsel o yüzden size daha açık bir şekilde özetleyelim.

Kanseri oluşturan şartları bertaraf etmek veya oluşanı tedavi etmek için;

 Her gün 1-2 ÇAY KAŞIĞI KARBONATI bir su bardağı suya karıştırıp içeceksiniz..

Olay bu kadar basit..

Bunu bulan doktorun başka yöntemleri de var.

Olayın özü vücudun PH ının düzenlenip ALKALİ hale getirilmesi..

Kanserin asıl sebebi mantarlar.
Candida yani.

YEDİĞİMİZ, İÇTİĞİMİZ GENETİĞİ OYNANMIŞ YİYECEKLER, İŞLENMİŞ GIDALAR, GDO LU BESİNLER, KATKI MADDELERİ, CİPSLER, KOLALAR, HAVADAKİ BARYUM ALİMİNYUM ZERRECİKLERİ, HEPSİ ''ASİDOZ''A YOL AÇIYOR.

ASİDOZ DEMEK; HÜCRELERİN OKSİJEN ALAMAMASI demektir..

Oksijen alamayan hücre noluyor?

ÇÜRÜYOR ..

Çürüyen hücrede de mantar oluşuyor.

Mantarların yayılmasını önlemek için, vücut mantarların etrafını sarıyor ve bu da tümörleri oluşturuyor.

Doktorlar tümörü kesip aldıklarında mantarlar diğer yerlere de yayılıyor.

Tüm bunları günlerdir yaptığım araştırmalarda izledim.

 Asidozun çaresi ne niye baktığımda vücudun PH seviyesinin yükseltilmesi gerektiğini okudum.

PH NASIL YÜKSELİR? diye baktım;

KARBONATLI SU BU İŞİ YAPIYOR..

KARBONATIN MİDE ÜLSERİ olanlar HARİÇ zararı yok.

Siz de araştırın göreceksiniz..
Olay bu kadar basit aslında.

HASTA OLMAMAK İÇİN HER GÜN 1 ÇAY KAŞIĞI KARBONATLI SU İÇMELİSİNİZ.

Bunu, sabah - akşam 1 bardak suya yarım çay kaşığı karıştırıp 3 dak. bekleyip iyice karışmasını bekleyin, sonra tekrar karıştırıp için.

Her beden ve her bedenin göstereceği tepki farklı olucaktır.

Çünkü herkesin farklı beslenme biçimi var.
Bundan dolayı herkesin kendi bedenini dinleyip buna bağlı olarak karbonat miktarını ayarlaması gerekir.

UNUTMAYIN ; Karbonatı eczaneden alacaksınız, (10 TL dir)... KABARTMA TOZUNU İÇMEYİN! (Bu konuyu ve ikisi arasındaki farkı hala araştırıyorum)

ÖNEMLİ NOT:
Eğer yüksek tansiyonunuz varsa ya da yaşlıysanız karbonatlı suyu içtikten sonra 10 - 15 dak. uzanıp dinlenin.

Bazı insanlarda tansiyonda yükselme yaratabilir ama bu kısa sürer...


Adından sıkça bahsettiren ve bir çok yararı olduğu söylenen alkali su, özellikle kilo vermek isteyenler tarafından merak ediliyor. Peki, sağladığı birçok faydayla mucizelere imza attığından söz edilen alkali su nedir, evde nasıl yapılır? Söylendiği kadar yararlı mı? İşte, alkali su hakkında en çok merak edilenler ve yanıtları!

Bu dönemlerde oldukça popüler olan içeceklerin de başında gelen "mucizevi su" en dikkat çeken yanıyla "zayıflatan su" olarak da anılan alkali su, sağlıklı yaşam sırlarını yakından takip edenlerin bildiği bir içecek. Suyun ideal pH değerinin ve temizliğinin korunabilmesi için de suyu alkalileştirmek gerekiyor. Alkali suyun vücudu temizlediği, zayıflamaya yardımcı olduğu, vücudun pH dengesini sağladığı gibi daha bir sürü yararı anlatılıyor. Peki, suyun alkalileşmesi nasıl olur?
Alkali su nedir?
Satın aldığımız suların paketlerini ya da şişelerinin arkasındaki etiketlerin üzerinde pH değeri yazar. pH değeri, suyun içerisindeki hidrojen miktarını gösterir. İçerisindeki hidrojen miktarı ne kadar yüksekse pH değeri de o kadar yüksek olur. pH değerinin yüksek olması, suyun bazik bir yapıda olmasına da işarettir. Bir suyun pH değerinin yüksek olup olmadığını nasıl anlarız peki ?
Şişelerin arkasında yazan pH değeri 7'den yüksekse pH değeri yüksek yani alkali bir sudur. Bu da onun bazik olduğunu gösterir. pH değeri 7'nin altında ise asidik bir sudur ve pH değeri o kadar da yüksek değildir. Suyun pH değeri 7 ise bu onun nötr olduğunu gösterir.
Alkali suyun faydaları
Alkali su daha bazik bir yapıya sahip olduğu için vücudumuzdaki toksinlerin nötr hale gelmesini ve atılmasını sağlar. Bu sayede vücudumuzun temizlenmesine yardımcı olur. Vücudumuzdaki diğer zararlı maddelerin dışarıya daha hızlı atılmasına yardımcı olur. Sindirim sistemine destek olarak daha hızlı ve düzenli çalışmasına da yardımcı olur. Vücudumuzun pH dengesinin sağlanmasına da yardımcı olur. Cildimizi besler, yaşlanma belirtilerini azaltır ve cildi güzelleştirir. Hücrelerin daha çabuk yenilenmesine yardımcı olur. pH dengesini sağladığı için vücudun bağışıklık sisteminin daha güçlü olmasına da yardımcı olur. Ödem oluşumunu da engeller. Vücuttan toksinleri atma, ödemi engelleme gibi özellikleri olduğu için zayıflamaya da yardımcı olur.
Alkali su nasıl yapılır?
Suyun alkali hale gelmesi için birkaç malzeme yeterli olacaktır. İlki limon. 1 adet limonu dilimleyerek suyun içerisine attın ve 8 saat kadar bekletin. Beklettikten sonra içerisine 2 litre suya 1 çay kaşığı olacak şekilde deniz tuzu ilave edin ve güzelce karıştırın. Bu şekilde suyunuzun pH değeri yükselecek ve alkali hale gelecektir.
Karbanotlı alkali su nasıl hazırlanır?
İkinci yöntem ise suyunuzun içerisine karbonat koymak. 1,5 litre suya 1 çay kaşığı karbonat ilave edin ve karıştırın. Bu şekilde birkaç saat bekletin ve tüketin.
UYARI: İngiliz karbonatının bazı insanlar üzerinde yan etkisi görülmüştür. İngiliz karbonatını kullanmadan önce mutlaka doktora danışın.
Alkali su zayıflatır mı?
En çok merak edilen sorulardan bir diğerine de yanıt verelim. ''Alkali su zayıflatır mı?'' diye soranlarınıza tek başına alkali su içmek zayıflatmaz sadece zayıflamanıza yardımcı olur. Düzenli beslenmenin ve sporun yanında en büyük zayıflama destekçilerinizden biridir. Çünkü vücuttan toksinleri arındırır. Ödem oluşumunun önüne geçer ve sindirim sistemine destektir. Bu yollarla zayıflamaya yardımcıdır.

Kaynaklar: http://www.kursadberkkan.net/kansere-care-bulan-herkes-neden-oluyor/
https://www.mynet.com/mucize-icecek-alkali-su-nasil-yapilir-1198881-mykadin
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/alkali-su-nedir-40905850

Yazının 2. bölümünün sonudur, birden fazla kaynak kullanılarak derleme yapılmıştır, Birtakım düzeltmeler ve eklemeler ile son haline getirilmiştir...  3. bölümde görüşebilmek dileğiyle.

Dimitrov TESLA