18 Mart 2019 Pazartesi

ABRAHAM İLE BRAHMA NIN ARASINDAKİ BENZERLİK VE BAĞLANTİLAR



İbrahim, Abraham, Brahman, Ramman, Ram ve Rahman” Semitik dinlerin Atası İbrahim ve Hinduizmin Mutlak Tanrısı Ram.

İsra:110/ De ki: "İster Allah diyerek, ister Rahmân diyerek yakarın; hangisiyle yakarsanız olur, çünkü bütün güzel isimler O’na mahsustur."
İslam yorumcularına (müfessir) göre bu ayetin tefsiri; Muhammed’i inkar edenlerin “Bakın Muhammed iki ayrı isme tapıyor diye yaygara koparmaları sonucu nazil olduğu öne sürülen bir ayet olduğu yönündedir ancak meselenin özü çok daha derin.
Arap yarımadasına değinmeden önce Tevrat’ta bahsi geçen İbrahim’den biraz bahsedelim.
(Tevrat Joshua 24:2-3) İsrailin Rabbi şöyle der: Atalarınız, hatta Abraham ve Naçorun babası Terah bile eskiden tufandan önce yaşadılar ve başka tanrılara hizmet ettiler. Ve babanız Abraham ı tufandan aldım ve Kenan ülkesinden geçirdim.
Ve günümüz toplumu 5. Ana Kök Soy olan Aryan toplumunun 5. Alt Soyudur, Aryan soyunun 1. Alt soyunu oluşturan semitik medeniyetin başlangıcını oluşturduklarını biliyoruz. Peki bu Aryan soyu Orta Asya’ya nereden geldi, Atlantis Kıtası sular altında kalmadan önce Noah ve Ram adlı iki dünya dışı varlığın yeni medeniyet oluşturma görevi veya ümidiyle Atlantis’ten çıkıp daha kuzeye hareket etmesiyle ve Aryan soyunun 1. Alt soyunu oluşturmasıyla başlamıştır.
Aryanların oluşturduğu 1. Alt Soy Hint ve Mısır Medeniyeti olarak kayıtlara geçirilmiştir. Atlantis’li Ram’ı ilk Aryanlar benimsemiştir. Farisi, Arap ve Yahudilerin atası olarak İbrahim/Abraham olarak bilinir, Abraham hikayesinin ikinci şekli olarak anlatılan ise bu kültün Fırat ve Dicle’ye kadar yayılarak İran’a konuşlanmış olmasıdır ve bu hikayeye göre İbrahim’in babası Taruh’ın (Azer)  Keldani’den Mezopotamya’ya yerleştiğidir. Farklı anlatılar olsa da günümüze kadar ulaşan ve en çok kabul görmüş anlatım şekli bu iki anlatım şeklidir.


BRAHMAN  VE  HiNDiSTAN

Hint inanı
şında Brahman insanların atası olarak nitelendirilir ve en saygın tanri Brahmandır. Bugün hala en saygı duyulan Hint’liler Ram müridleridir. Doğal afetlerden sebep göç etme gereği duyan bir kavim (M.Ö.1900) ortadoğuya Brahman kültürüyle beraber geldiklerine dair söylenti bugün hala kabul edilmektedir. Ve bu halk Assuriler olarak Ortadoğu’ya gelmişlerdir, getirmiş oldukları inanç ise Hristiyanların teslis inancını bu coğrafyaya getiren ilk dindir, çünkü Brahmanlara göre, Brahma, dünyayı ve her şeyi yaratandır. Bütün yaratma işlerini o yapar, sembolü ise güneştir. Vişnu akıldır. Her şeyi koruyan, yani koruyucu bir ilahtır. İçinde bulunan zamana hükmeder, sembolü sudur. Şiva ise, hayat ve ölüm tanrısıdır. İçinde bulunulan zamana ve geleceğe hükmeder. Adalet ve intikam bunun işidir, sembolü ise ateştir.Brahmanlar, tanrıları Vişnu’nun gökyüzünde yaşadığına inanırlar. Diğer tanrılar, Vişnu’ya yeryüzünde birtakım şeytanların türediğini, yeryüzünün asayiş ve intizamını bozduklarını ve bunların cezalandırılması için, yeryüzünde, insan şeklinde doğması lazım olduğunu söylerler. Brahma inanışına göre, Vişnu şimdiye kadar dünyaya 9 defa farklı boyutta ve şekilde (insan, hayvan veya bitki olarak) gelmiştir. Şimdi onun onuncu gelişi beklenmektedir. Vişnu’nun da dünyaya bir hayvan şeklinde gelebileceği hesaba katıldığından, hayvan öldürmek ve etini yemek kesinlikle yasaktır, Onun için fanatik Brahmanlar, asla et yemezler.

ARAP YARIMADASI HANİFLİK (Hanefilik değil) VE MEKKE

Çe
şitli kabilelerin yaşadığı Mekke’de her kabilenin kendine ait putları ve tarikatları mevcuttu. Muhammed’in mensub olduğu Kureyş kabilesinin putları Lat, Menat ve Uzza’dır. Ve Kureyş kabilesi putperest tüm toplumların üzerinde hakimiyet sağlamış ve Putlar için Hac yapılan Kabe’nin defterdarlığını üstlenmiş yozlaşş ama seçkinler iktidarına sahip bir kabiledir. Ve putlarında teslis inancını işaret eden tek kabiledir. İslam alimleri Muhammed’in ve birinci derece sülalesinin hiç bir zaman putlara tapınmadıklarını sadece Huzaa kabilesiyle evlilik yapan Kureyşlilerin putperest olduklarını ve Muhammed’in dedesinin İbrahim’den kalan inancın son müridleri olduklarını iddaa etmişlerdir o yüzden bu inanca mensup kişilere hanif denmiştir.
Siyer kitaplarında Muhammed in hayatı ayrıntılı bir şekilde anlatılmıştır  ve inanç şeklinize göre bu yazılanlara katılabilir yada reddedebilirsiniz, konuyu bu noktada kimseyi övmek yada yermek maksadıyla şekillendirmeyeceğim ve BRAHMA / ABRAHAM / İBRAHİM öznesinden çok uzaklaşmadan, konu bütünlüğünü dağıtmadan devam edeceğim.
Zeki ve devrimci nitelikli peygamberin gelenekçi faşist bir toplumun içinde yeni bir felsefeyi yada daha eski bir felsefeyi empoze etmeye başlayabilmesi bile saygı duymayan kesimlerin bile kabul etmek zorunda kaldıkları büyük başarıdır.  Böyle bir devrimcinin faşist toplumlarda uzun yaşaması hepinizce malumdur ki neredeyse imkansızdır, Yakın geçmiş ve tarihimizde bu durumu örneklendirmek akleden kişiler için zor değildir. Memleketinin sosyal yapısını kökten değiştirme fikri için kendisini kutlamamız dahi gereklidir. Seçkin bir ailenin varisi olmasını, varliyetli ve kaymak tabaka bir kabileden olan eşi Hatice’nin onun desteklemesini ve zengin çevreye (Ebu Bekir) sahip olmasını avantajı haline getirmiş ve aile içi anlaşmazlıklar dışında çok elzem bir durum yaşamamış, hepinizin inceleyip araştırdığı zaman bazı kaynaklarda yazıldığı gibi kabileler arası çok yoğun bir direniş gösterilmemiştir.


MUHAMMED ÖĞRETİSİ VE BRAHMAN
1,2. Rahmân, Kur'an'ı öğretti.
3. İnsanı yarattı.
4. Ona beyanı (düşünüp ifade etmeyi) öğretti.
5. Güneş ve ay bir hesaba göre hareket etmektedir.
6. Otlar ve ağaçlar (Allah'a) boyun eğerler.
7. Göğü yükseltti ve ölçüyü koydu.
8. Ölçüde haddi aşmayın.
9. Tartıyı adaletle yapın, teraziyi eksik tutmayın.
10. Allah, yeri yaratıklar için var etti.
11. Orada meyve(ler) ve salkımlı hurma ağaçları vardır.
12. Yapraklı taneler, hoş kokulu bitkiler vardır.
13. O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
14. Allah, insanı pişmiş çamur gibi bir balçıktan yarattı.
15. "Cin"i de yalın bir ateşten yarattı.
16. O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz
17. O, iki doğunun ve iki batının Rabbidir.(1)

Evet, bu Rahman Suresinin ilk 17 ayetleri sırasıyla dizili ve şiirsel bir şekilde tekrar okuyun! Bu ayetleri ilham ile idrak ediyor olduğunu varsayın, Muhammed’in tebliğ ettiği şeyin, tüm kabilelere ve tüm putperestlere Kureyş’in putlarını, kostüm ve isimleri değiştirilmiş şekilde yani putçuluktan arındırılmış şekilde empoze edildiğini de varsayın Bu ilk ayetlerde de bu felsefeyi zekice bir yöntemle sesli ve yazılı olarak sunduğunuda varsayarsanız Rahman ile başlayan sureye, bir müddet sonra Allah ile devam edildiğinde, Tanrı’ya iki yönlü bir betimleme yapılıyor olduğunu görürsünüz. Günden güne müridleri artıyor ve ekonomik üstünlüğünü ona köleleri satın alıp özgür bırakma ayrıcalığı sağlıyor, bu düzenin temellerini atarken sadece putlara tapınma şeklini tamamen değiştiriyordu ve de aynı inançta kutbiyet sağlıyordu. Çünkü o çok defa Ay Tanrısı olan Al-İlah isimli birinci puta ALLAH, Rahman ve Rahim olarakta diğer kızlar putu olan diğer Lat, Menat ve Uzzayı kastediyordu. Garanik Vakası şeytan ayetleri diye webde aratırsanız çok detaylı bilgilere ulaşırsınız. Haniflik mezhebi tam olarakta budur; yani babası İsmail dedesi İbrahim olan Muhammedin öğretisi Brahman kültürünün ta kendisidir. Ve Medine Hicret’i Muhammed’in doğaya olan özlemi olmalı diye düşünüyorum çünkü geçmişte o bölgeye yapmış olduğum ziyaretten dolayı çorak ve soğuk o büyük çölün içinde Medine şehri yeşil vadi olduğu içindir çünkü gerçekten vahaları ve ağaçlık bölgesi bol bir memleket doğrusu Mekke ise çekilir çile değil, “Şehirlerin Anası” tabiri o şehir için neden kullanılır merak ettim doğrusu...
Kabe'deki tapınakların biri de Hint Yaratıcı Tanrı Brahma'ya adanmıştı, bundan dolayı Muhammed onun Abraham'a adandığını iddia etmişti. "Abraham" kelimesi Brahma kelimesinin yanlış telaffuzundan başka bir şey değildir. Her iki kelimenin kök anlamlarına inerseniz bu açıkça kanıtlanır. Abraham için sami ırkının en eski peygamberlerinden biri olduğu söylenir. Adının iki Sami kökenli kelimelerden kaynaklarını, baba anlamına gelen "Ab" ve yüce anlamına gelen "Raam/Raham." seklindedir.
Tevrat'ın Tekvin kitabında, Abraham basit olarak "Kalabalık Topluluk" anlamına gelir. Abraham kelimesi Sanskirtçe'de Brahma'dan gelmektedir. Brahma'nın kökeni "Brah"tır ve büyümek, sayı olarak çoğalmak anlamına gelir. Ayrıca, Hinduizm'in Yaratıcı Tanrısı Brahma'nın İnsanların Babası ve bütün tanrıların en yücesi olarak kabul edilir. Çünkü bütün varlıklar ondan zuhur etmiştir. Burada yeniden "Yüce Baba" anlamına rastlarız. Bu açıkça Abraham'ın semavi baba Brahma olduğunu açıkça ima eder." (Vedic Past of Pre-Islamic Arabia; İslam Öncesi Arabistan'ın Vedik/Hint Geçmişi, Bölüm VI; sayfa.2.)

BENZERLİKLERİ ELE ALALIM 

Brahmanın karısının ismi Saraswati
İbrahim’in Sara, (Hindistan’daki)
Saraswati nehrinin bir yan kolu Hagar 
Sara’nın kölesinin adı Acar/Hacer 
Sara İbranice ''Prenses'' demektir ve Kutsal annedir. ''İshak''
İbrahim in Hacer den doğan oğlu İsmail dir.
Son yahudi kralı Rahman isimli bir Tanrı'ya tapmıştır..
Babil ve Asur'da iklim-fırtına-ya
ğmur Tanrı'sının adı Adad'dır.. Bu Tanrı'nın diğer adları Ramman ve Raman'dır..
Gılgamı
ş destanında rüzgar-şimşek ve fırtına Tanrı'sının adı Ramman'dır..
İslamda Emevi zamanında, sahte peygamber denilen Müseylime, Rahman isimli bir melek ile  irtibata geçermiş... Aynı şekilde Esved'de Rahman'ın elçisi olduğunu iddia etmiştir.
Ay Tanrısı Kıbele-Kıble-Ay Tanrısını temsil eden put Al-Lah Al-ilah yada Al-Lat, Kıbele’nin kara ta
şı, Afrodith’in kara taşı, Allah’ın kara taşı (Hacer’ul Esved) Tesadüf olamaz, Şiva’nın hem eril’i hem dişili temsil edip, Rahman ve Rahim de de bunun kastediliyor olması tesadüfi değildir, Şiva’nın Hint mabedleri ortasındaki rahimli evi Garbha Griha, aynı Mescid-i Haramın ortasında ki Kabe gibi ve alüminyum bir rahmi vardır, Hindu hacılar saçlarını tıpkı putperestler gibi traş ederler. Tam buraya bir parantez açmak istiyorum, Putperestlik aslında günümüzde inanç sahipleri tarafından bir cesit asagılama ve saygısızlık cümlesi olarak kabul edilir ve tepki gosterilir, oysa ki binlerce yıl önce TANRILAR (İLAHLAR) (DUNYA DIŞI VARLIKLAR) yeryüzünde geziyor ve insanlarla iletişim kuruyorlardı, Atalarımız gördükleri varlıkların heykellerini yapıp onlara dua edip ibadet ettiler, bugün dünyaya bizlerle kıyaslandığında neredeyse ölümsüz sayılabilecek 18 metre boyunda uçma yeteneğine sahip (x men vari) 50 tane süper varlık inse, neredeyse hepimiz putperest olurduk, bu konuyu mutlaka düşünmeli ve empati kurmalısınız.
Kutsal ganj nehri tirtham suyu ve zemzem suyu, hindular da iki beyaz parçadan oluşan ihram giyerler müslümanlar gibi, bunlar tesadüf olamaz.
Ab-Raham ve B_Rahma arasındaki benzerliği sanskritçe açıklar; yeterli bilgiyi yine webde aratabilirsiniz.

Bu açıklamayı özetleyecek olursak Semavi dinlerin babası Abraham ve İnsanlığın yaratıcısı ve çoğalan Yüce Baba Brahm benzerliği tesadüfi değildir.
Muhammed veya EbuBekir’mi yasakladı bilinmiyor çünkü bu konu hakkında çok kaynak var, seçip be
ğenebilirsiniz.

Hindistan’dan hacca gelen hindular ve benim tanık olduğum hiç bir Müslüman kadın Hacer-ul Esved denen taşa dokunabilme hayali kuramazken Hindistanlı kadınların Kabe polislerinin uyarılarına rağmen Hacer-ul Esved’e dokunmak için erkeklerin altından üstünden o kalabalığı aşmaya çalışmaları asla tesadüf olamaz, Haccac ın lakabının islami çevrelerce Zalim olarak anılmasının ve ölümünün ardındaki nefret selinin sebebi kabe yi mancınıklarla yıktırması ve gücünü zulm etmek için kullanmasıdır.
Ve Kabe’nin
İslam’dan önce de Kutsal bir yer olduğu inkar edilemez bir gerçektir, Dünyanın Altın oran noktasını ve enerji merkezini mutlaka araştırmalısınız.

Sanskritçe
İsaayalam (Şiva’nın mabedi)-İslam
Moseayalam-Muslim,
Şivanın Mabed’i de diyebileceğimiz Kabe’nin Doğuya bakan köşesine rahim ağzına benzetilebilen alüminyum bir çelenkin içine yontarsan puta çevirebileceğin kutsal bir taş bırakılıyor ve tavaf başlama noktası olarak belirleniyor.
Kabe’nin mimarı Abraham (İbrahim) yüksek ihtimalle Hintli bir rahipti.
Adem ile Havva kültürünün kurucusuydu ve tek tanrılı dinini Ortado
ğuya
(yani dünyaya ihraç edilmek üzere Ortado
ğu’ya) taşıdı. Tüm tek tanrılı/kitaplı
dinlerin kökeninin Ortado
ğu kaynaklı olmasının altında yatan gerçek bu olmalıdır.

Sonuç: Tek tanrılı dinler aslında çok tanrılı dinlerden gelmiştir.
Semavi kitapların tamamında bu konu satır aralarında belirtilmiştir.

Mu'minun 14: (Yaşar Nuri Öztürk) Sonra o damlacığı bir embriyo halinde yarattık, sonra o embriyoyu bir et parçası halinde yarattık, sonra o et parçasını bir kemik halinde yarattık ve nihayet o kemiğe de bir et giydirdik. Sonra onu bir başka yaratılışta yeniden kurduk. Yaratıcıların en güzeli Allah'ın kudret ve sanatı ne yücedir!

İsra 22 & İsra 39 & Kasas 88 Ayetlerini mutlaka incelemelisiniz.

Zariyat 51: (Cemal Külünkoğlu) Allah ile beraber başka ilahlar edinmeyin! Gerçekten ben, size, O'nun tarafından gönderilmiş açık bir uyarıcıyım!

Sadece okumak yetmez, anlamak da gerekir, Saygılarımla...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.